26 Eylül 2010 Pazar

HESAP VERİYORUM -6-

Elvançelebi’nin hatıramda kalan bir anısı da bir köylünün kan davası sonucu bizzat evinin avlusunda öldürülmesidir. Evimizin tam karşısındaki meydandan bize bakan evde oldu olay. Babayiğit olduğu söylenen Osman bir kan davası sonucunda yedi yerinden kurşunlanarak bağırsakları dışarıya çıktı, eliyle bağırsaklarını tutup evine kadar gidebildi ve öldü. Köyde olay kısa zamanda duyuldu ve ağıtlar yakıldı :

“Osman’ın giydiği doru küheylan,
Yine mi geliyor Osman’sız bayram,
Osman’ı görenler olurdu hayran,
Osman’ın,Osman’ım namlı Osman’ım,
Kan kusarak öldü kanlı Osman’ım.

Osman’ın ölümü Elvançelebi’de günlerce, aylarca konuşuldu. Katili hapiste bilmem ne kadar yattı.

Bildiğim kadarıyla Elvançelebi sunni köyüydü. 200 haneli bir köy. Kerpiç evlerden yapılmış bir ova köyü. Tutucu bir yapıya sahip olduğunu ve bir namus meselesinin mutlaka kanla sonuçlandığını sonradan öğrendim. Buna rağmen ahlak yapısında bir serbestlik olmaması, gizli ilişkilerin fazlalığının doğal sonucu olarak yaşananlar Kemal Tahir’in “Namuscular” da anlattıklarını benim de gözlememe yol açtı.

İnsanları cinsel olarak ne kadar kısıtlarsanız bunun tepkisi de aynı ölçüde çoğalmaktadır. Kırklareli bunun en iyi örneği oldu benim için. Cinsel özgürlükten mahrum olan toplumlar bunu dinsel kurala bağlamakta ve “İbadette gizli kabahatte” ilkesi ile insanları cinsel açlığa mahkum etmektedirler. Yemek yemek nasıl bir doğal ihtiyaç ise cinsel ilişkiler de aynı şekilde doğal bir ihtiyaçtır. Bu konuda ailelerin cinsel konuları büyük suç gibi görmesinden şu tür sorunlar çıkmaktadır. Çocuk ailesinin cinsel ilişkisine şahit olduğunda ana babasının bu suçu nasıl işlediğini aklına sığdıramamakta ve bunalıma sürüklenmektedir.

Hele ki bluğ çağında ben de büyük bunalım yaşadım. Bir seferinde babamla annemi bizzat izledim. Bunun büyük bir günah olduğu bilincime kazındığından babamın anneme işkence ettiği gibi bir düşünceye kapılıp babama düşman oldum. Benim dönemimde bunları bana anlatan kimse olmaması hayatımı bir çok sorunlarla etkiledi. Çorum’da okuduğum zamana dönüyorum.

Hiç yorum yok: