15 Ocak 2012 Pazar

HESAP VERİYORUM -10-

HIRSIZLAR GENE EVİMİZE GİRİYOR:

Babamın maaşı o zaman 40 lira idi. Yumurtanın 4 adedi 40 para, yani bir kuruşdu. Bir öğretmenin eline 16.000 yumurta alabilecek maaş geçiyordu. Yatılı okulda yemeğin de bedava olduğu düşünülürse bugünün genel müdür maaşı geçiyordu babamın eline. Babamın Mecitözü’ne gittiği bir gün ahır olan alt katta bir gürültünün duyulmasıyla evde kalan kızlar babalarına “Baba eve biri giriyor, yetiş” diye bağırdılar. Mustafa amca eline gemici fenerini alarak evin ahırına doğru koştu. Hırsızlar korkup kaçtılar. Bizim bu olaylardan ne kadar korktuğumuzu ve olayın duyulmasıyla korumasız köyde yaşamamızın ne kadar zor olduğu olduğu ortaya çıktı. Bunun hırsızlıktan başka anneme göz koyan bir köylünün işi olabileceği de konuşuluyordu.

ÖĞRETMENLER ARASINDAKİ KISKANÇLIĞIN GERGİNLEŞTİRDİĞİ ORTAM

Yatılı bir okul olan Çıkrık köy okulunda Yozgatlı Mehmet Ali adında bir öğretmen ve annesi bir de kardeşi olan Revnak Anlar adlı öğretmenler bir yemek sırasında :

“Baş öğretmen tektir, her şeyin başıdır, ne varki Mehmet Ali beyin karısı biraz şaşıdır” diye bir espri yapılınca babamla Mehmet Ali beyin arası açıldı. Olmayacak şeyler yaparak babamı tehdit etmeye ve bütün gün laf atarak, nara atarak babamı çıldırttı. Tabancasını alıp Mehmet Ali beyi vurmak istedi ; annem zor engel oldu. Mehmet Ali beyin ilçeye yaptığı şikayet üzerine kendisi haksız bulunarak başka köye nakli çıktı.

Revnak beyin kardeşi benim yakın arkadaşımdı. Çok terbiyeli ve toparlak yüzlü bir çocuktu. Ağabeyi çok yönlü ve şiir yazan başarılı bir öğretmendi. Bize ve köylüye gösterebilecek bir piyes oynattı. “Hürriyet Kahramanı” adlı piyeste ben başrolde oynadım. Başarılı rol yaptım sanırım. Bu piyes işlendiğinde ve eğitildiğinde köy çocuklarının neler başarabileceğini bana gösterdi. Nitekim Köy Enstitüleri adlı köy çocuklarını öğretmen yapmak amacıyla kurulan okulların mezunları büyük çoğunlukla başarılı bir hayatı temsil ettiler.

Hiç yorum yok: